info@alia.com.tr
  • Anasayfa
  • Sayılar
  • Yazarlar
  • Ekip
  • İletişim
  • English

Fikri Mülkiyet Hakları ve Yapay Zekâ: Genel Bir Bakış

  1. Anasayfa
  2. Sayılar
  3. Sahipliğin Estetiği
  4. Fikri Mülkiyet Hakları ve Yapay Zekâ: Genel Bir Bakış

Fikri Mülkiyet Hakları ve Yapay Zekâ: Genel Bir Bakış

Fikri Mülkiyet Hakları ve Yapay Zekâ: Genel Bir Bakış

Fikri mülkiyet hakları, hak sahiplerine eserlerini, buluşlarını, ticari markalarını veya tasarımlarını izinsiz kullanıma karşı koruma yetkisi tanıyan bir dizi haktan oluşur. Bu haklar, Paris Sözleşmesi (1883) ve Bern Sözleşmesi (1886) gibi uluslararası anlaşmalarla resmiyet kazanmış ve fikri mülkiyet koruması için asgari standartlar belirlenmiştir. Fikri mülkiyet hukukunun temel amaçlarından biri, ABD Anayasası da dâhil olmak üzere çeşitli hukuki düzenlemelerde belirtildiği üzere, bilim ve sanatın gelişimini teşvik etmektir.

Kullanılan gerekçe teorisinden bağımsız olarak, fikri mülkiyet hukukunun temel odağı, bireylerin yaratıcı çıktılarıdır. Ancak özellikle üretken yapay zekâ teknolojisindeki gelişmeler, mevcut fikri mülkiyet hukukuna yönelik yeni zorluklar ortaya çıkarmaktadır.

Üretken Yapay Zekânın Ortaya Çıkardığı Zorluklar

Bu alandaki temel sorulardan biri, yapay zekâ tarafından üretilen ürünlerin mevcut fikri mülkiyet hakları kapsamında korunup korunamayacağıdır. Geleneksel fikri mülkiyet sistemleri, koruma için insan eliyle yaratılmışlık ya da buluşçuluk şartını aramakta; bu nedenle yapay zekânın bir “eser sahibi” ya da “mucit” olarak tanınması şu an için mümkün değildir.

Bununla birlikte, yapay zekâ destekli eser veya buluşların ortaya çıkışında insan girdisinin önemli bir rol oynadığı da yadsınamaz. Bu konu üzerine hukukçular ve fikri mülkiyet uzmanları yoğun şekilde çalışmakta; çeşitli kuramsal yaklaşımlar geliştirilmekte ve bazı yargı kararları verilmiş bulunmaktadır. ABD Patent ve Marka Ofisi (USPTO) ile Avrupa Patent Ofisi (EPO) gibi kurumlar da, yapay zekâ ile ilgili fikri mülkiyet konularına dair çeşitli kılavuzlar yayımlamışlardır.

Veri Eğitimi ve Telif Hakkı Endişeleri

Üretken yapay zekâ alanında karşılaşılan bir diğer önemli mesele ise, bu modellerin telif hakkı ya da bağlantılı haklar kapsamında korunan verilerle eğitilmesidir. Temel soru şudur: Yapay zekâ geliştiricileri, telif hakkıyla korunan verileri hak sahiplerinden izin almadan eğitim amaçlı olarak kullanabilir mi? Bu konuya farklı ülkeler farklı şekillerde yaklaşmaktadır. Örneğin Japonya, oldukça geniş kapsamlı metin ve veri madenciliği (TDM) istisnaları getirmişken, Avrupa Birliği’nin Dijital Tek Pazar Direktifi kapsamındaki TDM istisnası daha sınırlıdır. ABD’de ise yakın tarihli bir mahkeme kararı, telifli verilerin kullanımının TDM istisnası kapsamına girmediğine hükmetmiş ve hukuki tabloyu daha da belirsiz hâle getirmiştir. Bu konudaki davalar dünya genelinde sürerken, ülkelerin vereceği hukuki yanıtlar, yapay zekâ ile fikri mülkiyet hukukunun gelecekteki ilişkisini büyük ölçüde şekillendirecektir.

Uyumlaştırma Gerekliliği

Ancak yalnızca ulusal yaklaşımlardaki farklılıkları gözlemlemek yeterli değildir. Geniş kapsamlı TDM istisnalarının uluslararası anlaşmalarla ne ölçüde uyumlu olduğu da değerlendirilmelidir. Eğer bu istisnalar, uluslararası normlarla çelişirse, küresel fikri mülkiyet sisteminin bütünlüğünü zedeleyebilir. Her ne kadar her konuda tam uyum sağlamak mümkün olmasa da, fikri mülkiyet hakkı sahiplerinin menfaatlerini korumak ve uluslararası ticareti kolaylaştırmak adına, uyumlaştırma büyük önem taşımaktadır. Bu durum, çeşitli uluslararası anlaşmalarla da açıkça ortaya konmuştur.

Sonuç olarak, yapay zekâ ile fikri mülkiyet hukuku arasındaki ilişki dinamik ve karmaşık bir tartışma alanını yansıtmaktadır. Bu konuda ALIA’nın talebi doğrultusunda genel bir değerlendirme yazmak benim için heyecan verici bir fırsattır. Bu öğrenci inisiyatifine katkı sunmanın yanı sıra, yürütülen anlamlı çalışmaları takdirle karşılıyorum. Ayrıca, bu projeye katkıda bulunmayı nazikçe kabul eden üç değerli yazara—Sayın Pınar Bakırtaş, Sayın Söğüt Atilla ve Sayın Axel Contreras’a—içten teşekkürlerimi sunuyorum. Alanlarındaki birikimleri ve ilham verici yaklaşımlarıyla lisans öğrencilerine büyük katkı sağlayacaklarına yürekten inanıyorum. Yoğun programlarına rağmen, öğrenci inisiyatifiyle yürütülen bu dergiye destek vermeyi kabul ettikleri için kendilerine bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

Doçent Dr. Zehra Özkan Üner

© Copyright Alia
Designed by Alia